Ve Dağlar Yankılandı / Khaled Hosseini Üzerine Birkaç Kelime

Hayatınızın bazı zamanlarında kitap okumanız yavaşlar. Hayat yoğunluğunu bahane edersiniz. Okunacak başka makaleler ve mesleki kitaplar vardır. Ama yine de eski bir alışkanlık olarak bir başka kitap daha okumaya çalışırsınız. O kitap elinize yapışır. Sizinle birlikte oradan oraya sürüklenir. Çoğu zaman vicdan azabıyla çantaya konur ama sayfaları hiç çevrilmez. Kitap okunmadan yıpranır...

İşte hayatımın bu 7 aylık döneminde elimde, çantamda ve hatta başucumda hep Khaled Hosseini'nin Ve Dağlarda Yankılandı kitabı vardır. Uçurtma Avcısını sadece izlemiş ve diğer kitaplarını hiç okumamıştım. Adile'nin "Bir başlayınca bitirmeden duramıyorsun." yorumuyla, işte okumam gereken kitap tam da bu dedim.

Aslında kitap hakkında yazmam gerekirken, şimdi gereksiz yere teferruata giriyorum. Sebebi kitapla olan yakınlık duygum. Kuzenimin nişan merasiminde bir koşu alıp geldiğim ve bir düğün salonunun bir köşesinde okumaya başladığım kitap. Gerçekten de kitabın ilk sayfalarının bir masal ile inanılmaz bir hızda ilerlediğini kabul etmeliyim. 

Yazar, yaratıcılık konusunda oldukça cömert olduğunu kitapta kanıtlamış durumda. Kitapta yaşanan ileri gerile, bir şekilde hikayenin bir parçası olan yan karakterlerin hikayeleri... Dili ustalıkla kullanmakla birlikte, bu küçük karakterlerin ayrıntılı tasvirleri... Küçük bir yazar için bu hikayelerin her biri ayrı bir kitap olacak nitelikte. Hatta ayrı birer roman olsalar, seve seve okunacak değerdeler de!

Bunun yanında, belki kitabı 7 ayda bitirmemden kaynaklanıyor, bu hikayeler zaman ve mekan algısının bu kadar çok değişmesi akıcılığını zorlayan bir durum ortaya koymuş. Yeni karakterin dünyasına girmişken, başka bir zamana ve karakterlere geçmek, okumayı yer yer zorlaştırmış.

(Okumayanlar bu yorumu atlayabilirler.) Bu hikayelerden Doktor Markos Varvaris'in anlattığı bölümdeki ilk fotoğrafı çekme kurgusu beni derinden etkilediğini kabul etmeliyim. 120'ye kadar saymalısın dediğinde her on da bir fotoğraf ve yaşadıkları ile ilgili anıların anlatıldığı bölüm...

Bütün bunların yanı sıra Afgan gündelik yaşamından izler, büyük bir yaratıcılık ürünü olan hikayeler ve dilin ustaca kullanılması, kitabı özel kılan yanlarından sadece birkaçı. Kitabın küçük yaşta birbirinden ayrılan iki kardeş (Abdullah ve Peri'nin) hikayesini ele aldığını söylemeden bitirseydim bu yazıyı yeridir!

Okumanızı şiddetle tavsiye ettiğim, tadı damağınızda kalacak oldukça lezzetli bir kitap: Ve Dağlar Yankılandı!

Gezginin Pratik Seyahat Rehberi (Engin Kaban-Onur İnal)

Geçen yıl, 11 ülke gezdikten sonra, bu yaza dair yaptığım tüm planların suya düşmesi, içinde büyük bir ateşin alevlenmesine neden oldu. Bu, nereden kaptığımı bilmediğim bir hastalığın ateşi! Evet, bir virüs gibi kanınıza girince, tıp çaresiz kalır. Peki nedir bu hastalığın adı: Gezmek!

Gezmek kişisel ve toplumsal tercihlere göre; gezmek-tozmak,dolaşmak, seyahat etmek, keşfetmek, nefes almak olarak tanımlanabilir. 

Renkli anlatımıyla, elinizden düşmeyecek ve bir anda bitireceksiniz

İşte ben bu ateşle kıvranırken, küçük bir marketin gazete rafının en altında, renkli bir başlık yakaladı ben: Gezginin Pratik Seyahat Rehberi!

Öncelikle, gezmek kadar renkli bir rehber yazmayı başarmış yazarlar. Elinizden düşmeden bir çırpıda bitireceğiniz bir çerez gibi düşünün! Okudukça diğer bölümlere geçeceksiniz. 

Az çok gezen bir insan iseniz, bazı satırları siz yazmışsınız hissine kapılacaksınız. Şimdi benim aklımda kaldığı kadarıyla; Interrail bölümünü ben yazdım zannettim. Çanta hazırlama, Couchsurfing ve nice bölüm... Lakin öyle bir yer var ki, içimi "cızz" ettirdi: Seyahat ve Sağlık Sigortası. Bir çok pratik ve püf noktayla sizi bilgilendiren kitap, valiz çalınmaları konusunda beni "acı acı" gülümsetti. Güney Kore'deki ilk günümde, trende valizimin çalınması ve küçük el çantamla ortada kalakalmam, bütün yazılanları tecrübe etmeme neden oldu.

Tijen İnaltong'un Yerel Pazarlar hakkındaki tecrübesini paylaştığı,
keyifli yazısı, şüphesiz sizin seyahatlerinize yepyeni bir renk katacak!

Kitap basitçe dört başlıktan oluşuyor. Bunlar seyahatinizin tadını çıkartmanızı hedeflerken, sizi psikolojik, ekonomik ve fiziksel olarak da hazırlıyor. Bu dört başlık; ulaşım, konaklama, yeme-ime ve pratik bilgiler olarak sıralanıyor. Her biri, tekrar kendi altında çeşitleniyor ve ayrıntılı olarak işleniyor. 

Gezmeye yeni başlayanlar ve ya başlamak isteyenlerin mutlaka okuması gereken kitap, tecrübeli gezginlere de bambaşka bir bakış açısı kazandırıyor.

Aslında kitabı, ateş başında yapılan bir Couchsurfing toplantısı gibi düşünebilirsiniz. Başta yazarlar ve "Sırtçantalılar" topluluğu üyeleri, dünyanın dört bir yanına yaptıkları gezilerden tecrübelerini anlatıyor sadece...
Kitabın web sayfası: http://www.gezgininpratikseyahatrehberi.com/
Ve yazarların twitter sayfaları:
Engin Kaban: https://twitter.com/Engin_Kaban 
Onur İnal: https://twitter.com/Onur_Inal 

Kitabın yazarı Engin Kaban'ın TRT Radyo'daki röpörtajı: http://www.youtube.com/watch?v=xWScJOgthtM#t=201

Bir an önce edinip okumanız dileğiyle...

HKB

Eylül'13 Turhal

Yazarların ön sözü, sizi kitabı okumak için ikna edeceğine şüphem yok!

Birşey var aramızda

Birşey var aramızda

Le Mont StMichel- Normandiya - Fransa 2011

Senin bakışlarından belli

Benim yanan yüzümden

Dalıveriyoruz arada bir

İkimiz de aynı şeyi düşünüyoruz belki

Gülüşerek başlıyoruz söze

Birşey var aramızda

Onu buldukça kaybediyoruz isteyerek

Fakat ne kadar saklasak nafile

Birşey var aramızda

Senin gözlerin ışıldıyor

Benimse dilimin ucunda

Nahit Ulvi Akgün

Benim icin onemli cok guzel ve cok hos bir siirdir. Bazen biliriz soyleyemeyiz goruruz ama dillendiremeyiz ya iste oyle bir sey.

...

HKB